Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, şiir de dijital dünyanın sunduğu olanaklarla yeni bir boyut kazanmıştır. Geleneksel olarak kitaplarda, dergilerde ve meclislerde hayat bulan şiir, artık online platformlar aracılığıyla milyonlara ulaşma şansı buluyor. Şai...
Devamını OkuŞiir, insan ruhunun en derin duygularına dokunan, kelimelerle inşa edilmiş bir sanat formudur. Şairlerin kaleminden dökülen mısralar, okuyucunun ruhuna işleyerek hissetmediği duyguları ortaya çıkarabilir, içsel yolculuklara rehberlik edebilir. Şiirin bu büy&uu...
Devamını Oku1-) Yazarlık serüveninizin başlangıcı nereye dayanıyor? Ortaokul son sınıftayken ödev olarak verilmediği halde kendi kendime öykü yazmaya başladım. Sanırım bu öncelikle kitap okumayı çok sevmemden kaynaklanıyordu. O yıllarda okuduğum ü...
Devamını OkuTürk şiirinde modernizmin doğuşu, Servet-i Fünun'dan İkinci Yeni'ye uzanan süreçte, bireysel ve sembolist temaların öne çıktığı, dilin ve anlamın radikal biçimde yenilendiği bir edebi dönüşüm olarak şekillenmiştir.
Türk şiirinde modernizmin doğuşu, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, Batı'daki edebi gelişmelerin etkisiyle başladı. 19. yüzyılın sonlarına doğru Tanzimat edebiyatıyla birlikte, Fransız edebiyatından alınan modern şiir anlayışı yavaş yavaş Türk edebiyatına girdi. Ancak modernizmin tam anlamıyla kök saldığı dönem Servet-i Fünun topluluğu ile başladı. Bu dönemin şairleri, klasik Osmanlı şiirini reddederek bireysel, melankolik ve sembolist temalar işlediler. Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin gibi isimler, bireysel duyguları daha derin bir biçimde ele alarak şiirlerinde doğa ve insan ilişkisini ön plana çıkardılar. Servet-i Fünun’un ardından, Cumhuriyet döneminde modernist şiir anlayışı daha da gelişti. Bu dönemin en büyük temsilcilerinden biri Ahmet Haşim oldu. Ahmet Haşim, şiirlerinde sembolizm ve empresyonizm akımlarının izlerini taşıyarak Türk şiirine yeni bir estetik anlayış getirdi. Dış dünyayı bireyin duyguları üzerinden yansıtma eğiliminde olan Haşim, klasik nazım biçimlerinden uzaklaşıp serbest nazma daha yakın bir üslup benimsedi. Onun "Merdiven" gibi eserleri, Türk şiirinde modernist söylemin derinleştiğinin bir göstergesi olarak kabul edilir. Modernizmin şiirdeki en büyük kırılmalarından biri de İkinci Yeni akımı ile gerçekleşti. 1950’li yıllarda ortaya çıkan İkinci Yeni, anlamı ve geleneksel anlatımı bozarak soyut imgeler ve dil oyunlarıyla yeni bir şiir dili oluşturdu. İlhan Berk, Cemal Süreya ve Turgut Uyar gibi şairler, dilde ve imgelemde radikal değişikliklere giderek Türk şiirini evrensel bir düzeye taşıdılar. İkinci Yeni şairleri, bireyin iç dünyasına daha fazla odaklanarak modernist şiirin zirvesine ulaştı ve Türk edebiyatında modernizmin güçlü bir miras bırakmasını sağladılar.
Kim bilir kaç milyon ton ağırlığında
ummanda çalkalanmakta su.
En yalnız dalganın üzerinde
boş bir konserve kutusu...
+ 1
Bir aydır ki hapisane geceleri böyledir :
kızgın dişi kediler
- apışları ıslak
tüyleri diken diken
enselerinde diş yerleri -
bazan kuş
bazan insan sesi çıkarıp
dolaşıyorlar
gebe kalana kadar.
....
Nazım Hikmet Ran
Unut demek kolay gel bana sor bir de
Unutamıyorum işte unutamıyorum
Bir şey var şuramda beni kahreden
Şuramda tam yüreğimin üstünde
Çakılı duran bir şey var
Elimde degil söküp atamıyorum
Dalıp dalıp gidiyor gözlerim derinlere
Kimi görsem biraz sana benziyor
Seni hatırlatıyor şu bulut şu gökyüzü
Şu kayalaıi döven deniz
Şu hüzünüu melodi şu napoliten şarkı
.....
Ümit Yaşar Oğuzcan